7 Mayıs 2011 Cumartesi

Dersim Jenosidi'ni yeniden irdelemek/Ergin DOĞRU(Özgür Gündem)

Toplumlar tarihi, insanın insana karşı gerçekleştirdiği vahşet ve katliam örnekleriyle doludur. İnsanın artı-değeri keşfetmesi ile başlayan hakimiyet ve hükmetme güdüsü, insanlığın başına gelen felaketlerin de başlangıcı olmuştur.


Soykırım kavramının kabulü

İnsanlık tarihinin içinden geçtiği bu kanlı süreçler, ilk kez 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen bir anlaşma ile "soykırım" olarak tarif edildi. Soykırım kelime anlamı olarak "ırk imhası" olarak tarif edilebilir. Tarihte "soykırım" kelimesini ilk olarak telaffuz eden Nazi soykırımından kurtulan Raphael Lemkin'dir. Lemkin, Polonya doğumlu bir Yahudi'dir. Hitler faşizminin soykırımından kurtularak ABD'ye sığınan Lemkin, burada "soykırım" kavramını geliştirir.

"Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi", Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş ve Ocak 1951'de yürürlüğe girmiştir.

Soykırımlarda öne çıkan temel olgu ideolojik bağnazlık ve ırkçı nedenler olmaktadır. Ermeni soykırımı, İttihat ve Terakki'nin iktidara geldikten sonraki "Türkiye Türklerindir" anlayışı temelindeki ırkçı zihniyetiyle ortaya çıkmaktadır. Nazilerin Yahudi katliamında temel gerekçe ise "üstün ırk" anlayışıdır. Kamboçya'da Pol Pot yönetiminin uyguladığı soykırımın gerekçesi "ideal toplum" iken, Ruanda'da aşiretsel, Bosna'da ise inançsal ve etnik sebepler öne çıkmaktadır. ABD'nin Kızılderili soykırımı da başka amaçların güdüldüğü bir soykırım çeşididir.

Soykırıma uğrayan topluluklar, stratejik ve jeopolitik anlamda bir değer ifade ediyorlarsa genel olarak uluslararası bir kabul ve dayanışma görmektedirler. Aksi takdirde insanlığın duymadığı ve görmediği bir realite olarak ortada kalmaktadırlar.

Soykırım konusunda Ermeni örneğinde görülen çifte standardın daha acımasızını ise, bir nevi avukatsız ve sahipsiz bir halk olan Kürtler yaşamaktadırlar. Ortadoğu dengeleri içerisinde parçalanmış Kürt coğrafyasında defalarca yaşanmış olan katliamlar uluslararası güçler tarafından görülmemiştir. Irak, İran, Suriye ve Türkiye'de defalarca tekerrür eden katliamlara karşı, insanlık, hukuk ve özgürlük söylemlerini ağızlarında düşürmeyen ABD ve Avrupa adeta Kürtlerin uğradığı mağduriyetler ve katliamlar karşısında görmeme ve duymama, Hatta bu katliamlarda suç ortaklığı yapılmışlardır. Yakın tarihte yaşanmış Halepçe Katliamı bunun açık delilidir.

BM Sözleşmesi'ne göre Dersim Katliamı

Cumhuriyet döneminde soykırım tanımlaması açısından irdelenmesi gereken en büyük öldürme operasyonu 1937-1938 Dersim Jenosidi'dir. Bugüne kadar uluslararası alanda hiç görülmeyen, Türkiye'de ise son dönemlerde yoğun olarak tartışılan 37-38 Dersim Katliamı, BM "Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi" özgülünde yeniden tartışılmak zorundadır.

Özetlemeye çalıştığımız soykırım tarifi ve örnekleri özgülünde, Dersim Jenosidi'ni yeniden irdelemek ve BM sözleşmesinin maddelerine ne kadar uyup uymadığı veya Dersim 37-38 Katliamı, jenosit olarak tarif edilebilir mi, sorularına cevap aramak gerekiyor.
...

Dersim 37-38 Katliamı ele alındığında görülecektir ki, BM'ce kabul edilen sözleşmenin maddelerine uygunluk vardır...



...
Kayıp kızların hikayesi

Son dönemlerde gündemleşen Dersim'in kayıp kızları konusu da yeni gerçekleri açığa çıkartmaktadır. Dersim'den koparılan Dersimli çocukların Türk ailelerin yanına verilmesinin arkasındaki zihniyetin ne olduğu, raporlar ve anılar incelendiğinde net olarak anlaşılmaktadır.

Bu kısa örneklerden de anlaşılacağı gibi sözleşmenin maddeleri açıkça ihlal edilmiştir.

Dersim Katliamı'nın yönetenlerce kabul edilmesini beklemek bugün açısından kolay gözükmüyor. Lakin bu ülkenin bilim insanlarının ve vicdanlı siyasetçilerinin bu konudaki emek ve çaba yoksunluğu kabul edilemezdir. Bu soykırımın kabul görmemesi ve konuşulmamasının sebepleri arasında elbette Kürtlerin jeopolitik ve stratejik anlamdaki konumu etkilidir. Yalnız unutulmamalıdır ki soykırım gibi bir insanlık suçu asla çıkarlara kurban edilmemelidir. Bu yüzden de Dersim Jenosidi ve bu coğrafyadaki diğer jenositler cesurca irdelenmeli ve bu katliamların sorumlusu olan egemen zihniyet zorlanmalı ve hesap sorulmalıdır.

yazının tamamı için Dersim Jenosidi'ni yeniden irdelemek







 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder